dictionnaire Polonais - Turc

język polski - Türkçe

samotny en tailleur:

1. yalnız yalnız


Bazen çok yalnız hissediyorum.
İnsanlar daha yalnız.
Yalnız mısınız?
Küçük çocuklar karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyorlar.
Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
O, oraya yalnız gitmememi söyledi.
Asla yalnız olma.
Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.
Artık yalnız değil.
O yalnız yaşıyor.
İncil'de, " İnsan yalnız ekmek ile yaşamayacak " diyor.
İstasyondan yürüyerek eve gitmek yalnız beş dakika.
Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.
O yalnız yürümeyi sever.
Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.