dictionnaire Polonais - Turc

język polski - Türkçe

jego żona en tailleur:

1. karısı karısı


Tom ve karısı, çok yaşlanmadan önce bir çocuk sahibi olmak istedi.
Onun karısı neye benziyor?
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.
Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
Adam ve karısı dışarı fırladı.
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.