1. hakkında
Ne hakkında konuşuyorsun?
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.
Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
Pek çok büyük bilim adamları saçma şeyler hakkında düşünmüştür.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
Bu kitap yıldızlar hakkında.
Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.
Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Bu, normal bir Japon erkek öğrencinin uzaylı öğretmeniyle evlendiği hakkında bir animedir. Japonya'da buna benzeyen şeyler oluyor.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
2. üzerinde
Sıranın üzerinde bir elma var.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Yol üzerinde bir gün senin için iyidir.
Kedi paspasın üzerinde.
Valentino Rossi, Xavi'nin ayaklarının üzerinde diz çöker!
Bu şapka üzerinde iyi durdu.
Lütfen onun üzerinde düşün.
Gölün üzerinde yüzlerce kuş vardı.
Bu proje üzerinde ortaklaşa çalıştılar.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
Meslektaşım raporun üzerinde oynadı.
İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.
Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
Yaşlı adam doksanın üzerinde.
Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler.
3. karşısında
Haber karşısında rengi soldu.
Dükkan tiyatronun tam karşısında.
Öğretmen ödevimi sınıfın karşısında okumamı istedi.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
Jishuku'nun karşısında uçtu.
4. ötesinde
5. ilgili
Çocukluğumla ilgili hikayeme dayandırıyorum.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.
İngilizce ve Almanca iki ilgili dildir.
Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü "£" dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.