1. demek
Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
Tom Mary'nin ne demek istediğini anlamıyor.
Gerçekten bunu mu demek istiyorsunuz?
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
Tatoeba ne demek?
Onu söyledim, ama onu demek istemedim.
2. konuşmak
Bu konuda sizinle konuşmak isterdim.
Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
Bay Smith ile konuşmak istiyorum. " Ben Smith."
Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
İngilizce konuşmak zor değildir.
Almanca konuşmak istiyorum.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Dayınla konuşmak istiyorum.
Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Onunla bir konuşmak istiyorum.
Seninle konuşmak istiyorum.
Hava hakkında konuşmak istemiyorum.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
3. söylemek
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.
Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.
Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:"Sen kedi çalıyorsun!".
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.