dictionnaire Polonais - Turc

język polski - Türkçe

pan en tailleur:

1. Bay Bay


Bay Smith geldi.
Bay White Kanada'ya gitti.
Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
Bay White ve ben, sadece tanıdığız, arkadaş değiliz.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
Bay White sınavda kopye çektiği için çocuğu cezalandırdı.
Bay Petro ve eşi çocuklarımı çok seviyor; ben de onunkileri çok seviyorum.
Bay Owen kimdir?
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapıyordu.
O, Bay Kato'yu bir gülümsemeyle selamladı.
Bay White'ın avlusu büyüktür.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.
Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.

2. sen sen


Sen İsveçlisin.
Bahse girerim ki sen sapıkça bir şey düşünüyordun.
O, sen ayrıldıktan sonra odaya girdi.
Sen samimi olmalısın, onlar sana bir arkadaş gibi davranırlar.
Sadece sen değil aynı zamanda ben de suçlanacaktım.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
Sen Chikushi nehrine git.
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
Eğer herhangi biri bunu yapabiliyorsa, sen de yapabilirsin.
Ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?
Ya sen ya da ben bunu yapmak zorundayız.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona "Sen ebesin!" diye seslenirdi.
Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
Sen sorularda çok iyisin! Birtek soruda başarısız olmadın!

3. beyefendi beyefendi


O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
O mükemmel bir beyefendi.