1. majör
2. ana
Ana dilimiz Japonca'dır.
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Resident Evil 4 şu ana kadar oynadığım en iyi oyunlardan biridir.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
O,şu ana kadar en iyi skordur.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.
Şu ana kadar Muskogee'de bulundu mu?
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
3. temel
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
Temel etiketleri sırayla öğrenelim.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.