dictionnaire coréen - Turc

한국어, 韓國語, 조선어, 朝鮮語 - Türkçe

테니스 en tailleur:

1. tenis tenis


Dün tenis oynamadılar.
Tenis oynadım.
Her pazar tenis oynardı.
Okuldan sonra tenis oynadım.
Tenis oynamak için zaman ayıramam.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
Ken tenis oynuyor mu?
Tony, çok iyi tenis oynayabilir.
O, tenis oynamaya düşkün.
Ben tenis kulübünün bir üyesiyim.
George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?
Tenis oynamak sağlıklıdır.
Genellikle tenis oynadıktan sonra bir duş alırım, ama bugün alamadım.
Bu otelde tenis kortu var mı?
O, müzisyenlik ve dansçılık dersleri alıyor; yüzme ve tenis derslerini saymıyorum.

Turc mot "테니스"(tenis) se produit dans des ensembles:

Korecede Spor