1. şiddetli
Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
Hava çok şiddetli soğuk.
Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
2. olağanüstü
Bu film olağanüstü duygular uyandırıyor.