dictionnaire hindi - Turc

हिन्दी, हिंदी - Türkçe

कुछ en tailleur:

1. bazı


Bazı yılanlar zehirlidir.
Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
Bazı değerli taşlar akuamarin, ametist, zümrüt, kuvars ve yakuttur.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler.
Michelangelo Sistine Kilisesinin tavanına bazı figürler çizebilsin diye, Shakespeare bazı konuşmaları ve Keats şiirlerini yazabilsin diye, bana öyle geliyor ki sayısız milyonlarcasının yaşamış olmalarına ve acı çekmiş olmalarına ve ölmüş olmalarına değer.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.
Bir Alman gazetesi için yazarken bazı gramer halini datif haliyle değiştirmen gereken her birkaç cümle ya da İngilizce çevirisi ile değiştirmen gereken bir isim dilsel olarak makaleni daha ilginç yapacaktır.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü "₣" idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.
O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.

2. belli


O, dışarıya belli etmedi.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Julia'yı sevdiği belli.

3. az


Daha az alamam.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
Az param var. Bununla birlikte seninle mutluyum.
Tsunami dalgalarının on metre ya da daha az olacağı beklenmektedir.
Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
Hey,teslimat tarihine az zaman kaldı,biliyor musun?Etrafta şaşkın şaşkın gezmeyi bırak.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.