1. izin
Kendimi tanıtmama izin verin
Onu görmeme izin ver.
Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Patron hepimize bir günlük izin verdi.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
Bir günlük izin alabilir miyim?
Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
Ofisin yarısı izin aldı.
Turc mot "permission"(izin) se produit dans des ensembles:
i want learn english