1. her
Her gün koşarım.
Sorular uzun sürmeyecek, ve her şey tamamen gizli tutulacak.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
Shakespeare'in doğduğu yer, Stratford-on-Avon, her yıl bir sürü turist tarafından ziyaret edilir.
Irkçı değilim, ama ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
Kuzey Amerika'da işler, "Her zaman müşteri haklıdır." prensibi ile yapılır.
Turc mot "every"(her) se produit dans des ensembles:
İngilizce Kelimeler: En Önemli 300 Sıfat 201 - 225